Amerika Birleşik Devletleri’nin 2. Dünya Savaşı’ndan galip çıkıp bütün Dünya’ya kafa tuttuğu ve kominist Çin ile Vietnam’ın balta girmemiş ormanlarında, düşmanın nerede olduğunu bilmeden savaştığı yıllara gidiyoruz. 1960 sonlarında Amerika kıtasından daha önce hiç deneyimlemedikleri bir coğrafyaya giden ve bu bölgenin dehşet verici savaş ortamından ölmeden dönebilen askerlerin yanlarında tek parça ve halen çalışabilir durumda getirebildikleri saati mercek altına alıyoruz.

1970 yıllarında Amerikan Askerleri’nin kullandığı Seiko 6105
‘Apocalypse Now‘ (KIYAMET) isimli film, ‘Yeni Hollywood‘ akımının liderlerinden, Baba filmlerinin de yönetmeni Francis Ford Coppola tarafından çekildiğinde bütün Dünya’da sansasyon yarattı çünkü film, Vietnam Savaşı’nın çok gerçekçi tasvirlerini barındırıyordu. Kendi kendisiyle savaşır hale gelmiş ve adeta gerçek hayatta kıyameti yaşayarak aklını yitirmiş Amerikan askerlerinin psikolojik kaybolmuşluğunu resmeden film, kahraman Captain Willard’ın (Martin Sheen), aklını yitirerek kontrolden çıkan diğer bir Amerikan askeri Walter E. Kurtz’ü (Marlon Brando) öldürmesiyle sonlanır.

‘Kıyamet’ isimli 1978 yılı yapımı filmde Captain Willard 6105 Seiko saati ile
ABD’nin, Vietnam Savaşı süresince, 1968-1977 yılları arasında Seiko tarafından üretilen 6105-8000/8009’lardan aldığını biliyoruz. Yani filmde Captain Willard’ın koluna taktığı saat bile, aslında tam da gerçeği yansıtıyordu. O dönem birçok asker, Vietnam’ın balta girmemiş ormanlarında, yıldırıcı hava şartlarında, nehirlerin içinde ve kıyameti andıran çarpışmalarda kollarında bu saati taşıyordu ve geri döndüklerinde bu saat onların tek anısıydı. İşte bu şekilde, aslında sadece Güney Asya’da satılan saat, yine aynı dönemlerde askerler aracılığı ile Kuzey Amerika saat koleksiyonerleri pazarına giriyor ve 1979 yılında gösterime giren film ile beraber paha biçilemez bir değer haline geliyor.

1968 yılı orijinal bir Seiko 6105
Yüksek koleksiyon değerine rağmen aslında hiç de bu amaç için üretilen saatler değil bu dalgıç saatleri. Dolar ile alışveriş yapan Amerikan Birlikleri o günün şartlarında piyasada bulduğu en dayanıklı ama fiyat olarak en uygun saatler olarak gördüğü için bu modeli almayı tercih ediyorlar ve evet, bu saatin tanınmışlığı, sağlamlığı noktasında kendini ispatlaması sadece bu olaydan ibaret değil sevgili saat severler.
Tek başına köpekli kızağıyla 18 ayda 12.000 km yol katederek Greenland’den Alaska’ya geçebilen, yine tek başına Kuzey Kutbu’na ulaşabilen ve yine tek başına Amazon nehrinin sonuna kadar inebilen ilk insan olmayı başaran, Japon maceraperest Naomi Uemura’nın da kolunda bulundurduğu saattir 6105. Eklemem gerekir ki bu saati tercih etmesinin sebebi yine Seiko’nun bir pazarlama girişimi falan değildir. Kendisine sorduklarında, sağlamlığı, güvenirliliği ve dayanıklılığını beğendiğini söyleyen Uemura, bütün maceralarında teklemeden yanında bulunan, aynı saati kullanmıştır.

Naomi Uemura
Evet, hiçbirimiz yakında balta girmemiş ormanlarda savaşmayı planladığımız ya da -40 derecede 12.ooo km’lik bir yürüyüş yapmayı düşündüğümüz ya da 2900m’den deniz seviyesine nehir üzerinden ineceğimiz için bu saate bakmıyoruz ama yine de yıllar boyunca nesilden nesile geçerken, her şartta kalitesini koruyacak bir saati kolumuzda bulunduracağımızı bilmek hepimize ayrı bir güven veriyor. Dahası, 2019 yılında Seiko’nun Baselworld’da sunduğu 2500 adet limitli SLA033 kodlu saatin neredeyse aynı özelliklerine sahip olan bir saati 3’te 1 fiyatına güncellenmiş detayları ile sahip olabileceksiniz. SPB151 ve SPB153 saatlerinin fiyat/performans oranını değerlendirdiğim diğer bir yazıma buradan ulaşabilirsiniz.
Efsane saat 6105’ten esinlenilerek yeniden geliştirilen saatler, vintage diyebileceğimiz çizgileri korurken, çok şık bir biçimde modernize edilmiş. 1960 yıllarında tasarlanmış saatler gibi, lüks saat kategorisinden uzak tutulmuş. Özellikle zeytin yeşili renginde kadrana sahip SPB153, silikon kayışı sayesinde daha da uygun fiyata sahip ve her saat severin rahatlıkla koleksiyonuna ekleyebileceği bir düzeyde.
Aynen orijinal 6105 gibi asimetrik kasaya ve birebir aynısı diyebileceğimiz kadran tasarımına sahip. Saat 4’te bulunan tepe marka işaretini taşımıyor ve kendine has şekli ile korunmuş. Kasası, yine vintage diyebileceğimiz şekilde, aynı 1960 yıllarındaki ilk versiyonu gibi dairesel olarak fırça darbeleriyle şekillendirilmiş ve kenarları cilalanmış. Delikli kayış kulakları ile tam bir Prospex klasiği minimal ama sağlam bir dinamiğe sahip bir saat ile karşı karşıyayız.
Bu saatlerin önemli bir özelliği de boyutları. Yastık biçiminde tasarlanmış kasasının boyutları daha küçük diyebiliriz. Çapı 42.8mm olan saatin, kayış kulakları arası uzaklığı 46.6mm ve kayış aralığı da 20mmdir. Yani bileğinizde daha rahat hissedeceğiniz bir Turtle model bu saat. Bunun dışında saatin 120-click ile tek taraflı dönebilen bir bezeli, yine vintage bir görüntü sağlaması için adonize alüminyumdan yapılmış. Son olarak camı da safir kristalden oluşmaktadır.
Orijinal 6105’in aynısı olan siyah kadranlı SPB151, çelik kayış ile geliyor ve fiyatı biraz daha yüksek ama ikisinin de orijinal tasarımın bir kopyası diyebileceğimiz dikdörtgen biçimindeki saat göstergeleri, 12’de bulundurulan çift işaretler ve çizgi biçimindeki akrep/yelkovanı birebir aynı. Tek ince fark kürek biçimindeki saniye kol diyebiliriz. Yeşil kadranlısı da siyah gibi güneş ışını yöntemi ile süpürülmüş ve kadrana derinlik katan bir tasarıma kavuşturulmuş.
Vidalanmış arka kapağı içinde artık üst Presage ve Prospex modellerde bulunan 6R35 mekanizma bulunuyor ve 3Hz vuruşlu 70 saat güç rezervi bulunan otomatik saat, günde +25/-15 saniye payı ile kendi kategorisi için oldukça iyi bir performans sunuyor.
Uzun lafın kısası Seiko yine onu eşsiz bir saat üreticisi konumuna taşıyan tarihine bağlı kalarak harika bir iş ortaya çıkarmış. Kendisine zaten hayran olduğumuz 6105’in adeta bir benzerini bu vintage çizgiler ile kolunuzda taşıyacak olmak büyük bir lüks ve fiyatı da performansı ile değerlendirildiğinde oldukça düşük kalıyor. Seiko’nun çok daha yüksek fiyatlı SLA033 modeline içi gidip de satın alamayan bütün koleksiyonerlerin ve saat severlerin mutlaka değerlendirmesi gereken saatler incelmiş dizaynı ile kolda rahatlıkla taşınabiliyor.
Orijinalinin aksine yeşil kadranı ile saatin askeri tarihine ve ‘Captain Willard’ takma adına gönderme yapılmış versiyonu benim favorim. Farklı nato kayışlar ile çok daha özel şekillere sokulabilir ve kişiselleştirilebilir. Stoklarımızda tükenmeden harekete geçmenizi tavsiye ederim.
Bir cevap yazın